Mehmet Demirci - KUR’AN-I’MA KÜFREDENLER VE MÜSLÜMAN YANDAŞLARI

 

 

 Aç gözün kesrette vahdet zevki ile yare bak

Kalbini saf eyleyip ayine-i dilbare bak


İster isen almağa hikmet kitabından sebak

Hame-i Kudret ne yazmış safha-i ruhsare bak

HAYALİ


 İşçi Partisi’nin türbanla alakalı yayınlamış olduğu bildiride Kur’an-ı Kerim’e saldırmasına kayıtsız kalmamız düşünülemezdi. Görünen o ki biz Kuran-ı, İslamcı ve Müslüman görünen bazı cemaat zümrelerine bırakırsak, kutsal kitabımıza ve İslam’a karşı birçok hakaret ve saldırıyla baş başa kalacağız.


Türk edebiyatçılarında ki en büyük hata; Kur’an-ı Kerim’den uzak durup, kutsal kitabımızı hacı-hoca görünen menfaat guruplarının eline bırakmamızdır. Oysa Avrupa’ya baktığımızda, Camus olsun, Kalfa olsun ve diğerleri başucu kitabı olarak İncil’i kabul ederler ve eserlerinde İncil’in etkilerini görürsünüz. Hıristiyan yazarların söyleşilerini okuduğunuzda en çok etkilendikleri kitabın İncil olduğunu hiç çekinmeden, hatta övünerek söylerler. Yunan mitolojisine baktığımızda da tamamıyla İncil’in etkisi altında oluşturulan bir edebiyat çıkar karşımıza. İncil’de İsa’ya verilen güçler, Yunan mitolojisinde Tanrılara verilmiştir. Hıristiyanlığa (dine) inansın veya inanmasın bütün Avrupalı yazarların İncil’in kutsal olduğunu, Yaradan’ın cümlelerinden oluştuğunu kabul ettiklerini ve İncil’den yararlandıklarını görüyoruz.


Türk edebiyatına baktığımızda Kur’an’dan uzak kalmayı ve O’na küfretmeyi marifet sayan yazarların edebiyat tarihinden silinip gittiklerine ve halk tarafından kabul görmediklerine şahit olursunuz.  Bugün Mevlana, Yunus Emre, Hacı Bektaşi Veli hala yaşıyorsa oluşturdukları eserlerde ilham kaynağı olarak Kur’an-ı seçmiş olmalarındandır. Kur’an-ı Kerim yeryüzünde bulunan en büyük kitaptır. Cümleleri Yaradan’ın cümleleridir. Ve bizlerde gücümüzü Allah’tan alırız. Bu yüzdendir ki Kur’an a karşı yapılan her türlü saldırının karşısında oluruz. Bu tepki inancımız gereğidir.

           

Şimdi İşçi Partisinin bildirisinde yer alan iftiralara gelelim:

*Kur’an’da “hırsızın elini kesin” emri var.

*Kur’an’da “kadına mirastan yarım pay verin” emri var.

*Kur’an’da Dört kadın almak caiz.”

*Kur’an’da kölelik var; cariyelik var.

*Kur’an’da”İslamdan vazgeçeni öldürün” emri var. Nerde bulabilirsizin o cellâdı?


İşçi Partisi türbanı bahane ederek, köleliği, cariyeliği ve cinayetleri kaldırıp, sevgiyi, hoşgörüyü getiren ve emreden Kur’an’a bu iftiralarla saldırmaktadır. Bu bildiriyi yayınlayanlar, Kur’an ‘da geçtiğini iddia ettikleri bu emirleri ispatlamak zorundadır. Bu bildiriyi hazırlayanlara soruyorum, bahsettiğiniz bu iftiralar Kur’an ‘ın hangi suresi ve ayetlerinde geçmektedir.


Yüce Rabbimizi cellât olarak göstermeye çalışanlara, Kur’an’ı anlatmaya çalıştığımızda aldığımız; “Senin Yaratanında pek masum sayılmaz” cevabı düşündürücüdür.

Bu siyasi parti yetkilisine sormak lazım; Bu topraklarda oy istediğiniz halkın %99’u benimle aynı Yaradan’a inanmaktadır. Sizler masum olarak görmediğiniz Yaradan’ın kullarından hangi yüzle oy isteyeceksiniz. Yoksa sizin maksadınız oy değil de başka şeyler midir? Veya Aydınlık dergisinin, Gabar’da, Cudi’de dağıtıldığı dönemleri iyice incelemek mi gerekiyor. Neyse artık o dönemler geçti. Bugün Gabar mecliste temsil edildiğine göre, siz bu konuda çok daha günahsız kalıyorsunuz. Ama unutmayın ki, yayınlamış olduğunuz bildiride Kur’an’a karşı yapmış olduğunuz iftiraları ispatlamak zorundasınız.


Ayrıca bizim yazılarımızı sırf ortalığı karıştırmak ve insanlar arasında fitne oluşturmak için İşçi Partisi’nin yetkililerine servis yapan münafık karakterli güya cemaat mensubu yazarlar şunu unutmasın ki; Biz gücümüzü Allah’tan alıyoruz. Bizim Yaradan’dan gayri kimsemiz yoktur. Sizin, bu cesaretin nasıl bir güç olduğunu anlayacak ne beyniniz vardır nede inancınız.

Eklenme Tarih & Saat: 07.11.2010 - Yazdır