Ahşap Dağlama Sanatını iki senedir icra eden genç bir sanatçı olan Sercan Çelik ile sanatın detaylarını konuştuk.
Sercan Bey, biraz heyecanla başlıyor Ahşap Dağlama Sanatını anlatmaya, ama biz öncelikle kendisini tanıyalım diyoruz…
Sercan Çelik kimdir?
Sercan Çelik, 1984 yılında, Bolu’da doğdu. Bolu Endüstri Meslek Lisesinden mezun oldu. Ankara Üniversitesi ve Zonguldak Karaelmas Üniversitesi, Restorasyon ve Radyo Televizyon Tekniği bölümlerini terk etti. Askerliğini yaptı.
Nasıl başladınız Ahşap Dağlama Sanatını icra etmeye?
Ablamın ortaokulda yaptığı bir ödevi vardı. Ona bakarak bende böyle bir şey yapabilirim dedim. Denemeye başladım. Elektrikçi havyaları var. Onlarla başladım yapmaya. Küçük kartpostal boyutunda 30 tane Mudurnu Konakları gibi çalışmalar yaptım. Mudurnu’da onları, tanesi iki liradan sattım. Sonra İpekyolu festivalinde belediye stant verdi, orada çalışmalarımı sergiledim.
Kartpostal boyutunda çalışıyordum ama çok ilgi çekmedi bunlar, o yüzden bunları büyütmeye karar verdim. Erol Abasız diye bir sanatçı, Köroğlu çalışmaları yapmıştı. Onları gördüm, daha sonra kendisinden izin istedim. O da yaptıktan sonra görmek kaydıyla kabul etti. Sonra hat çalışmaları yaptım. Selçuk üniversitesinde öğretim görevlisi olan Fatih Özkafa’ nın İhlas Suresi’ni çalıştığı bir eseri vardı. Ondan da izin istedim.
İşte, emeğe saygının en güzel göstergesi. Birçok kişi internetten bulduklarını kopyalayıp, yapar. Ama Sercan Bey çalışacağı her eserin sahibinden izin alıyor.”
İnternetten kopyala yapıştır yapmayı sevmiyorum. Eser sahiplerinden özellikle izin istiyorum. Tabi olumsuz yanıt aldıklarımda oldu. Özellikle hat çalışmalarında eserin anlamı kaybolur diye izin vermeyenlerde oldu. Ama çoğu sanatçı, yaptıktan sonra görmek kaydı ile izin veriyor.
Biz günlerce uğraşıp ortaya bir şeyler çıkarmaya çalışıyoruz ama şimdi bir de hazır serigrafi baskılar var, onları ahşaba basıp, ahşap dağlama diye 10 liraya satıyorlar. Emeğe hiç saygı duyulmuyor maalesef.
Size neler kattı Ahşap Dağlama Sanatı?
Bu sanat, çok zor ve sabır isteyen bir sanat. Aslında ben daha önceleri sabırsız bir insandım, bu sanat sayesinde sabretmeyi öğrendim.
Oldukça zor bir şey yapmayı tercih etmişsiniz. Nereden, kimden öğrendiniz bunu yapmayı?
Bana çok soruyorlar bu soruyu. Herhangi bir kursa gitmedim. Tamamen kendimi geliştirerek, deneyerek yapmaya çalışıyorum. Bu aşamaya gelene kadar bir sürü tahtayı ziyan ettim.
“İĞNEYLE KUYU KAZMAK GİBİ BİR İŞ”
Peki, zor olduğunu biliyoruz. Herkes yapabilir mi Ahşap Dağlamayı?
Herkes yapabilir, ama işte sabır meselesi. Bazen yaptıklarıma bakıp, bunu bende yaparım gibi tepkiler alıyorum. Ama iğne ile kocaman bir resim yapmaya çalışıyorsunuz. Yani deyim yerindeyse iğneyle kuyu kazmak gibi bir şey bu. Sabrederseniz başarılı olursunuz.
Bu sanatla uğraşmak isteyenlerin hangi malzemelere ihtiyacı var?
Ahşap dağlama makinesi gerekiyor. Elektrikçilerden alacağınız havyalar ile de yapabilirsiniz. Ahşap dağlamada kavak ağacının kontrplağı kullanılıyor. Ama ben hiç kavak ağacı kullanmadım. Daha çok eyong denilen bir tahta var, ben onu tercih ediyorum. Çünkü eyong sarı renkte ve görselliği daha güzel bir malzeme. Daha sonra ahşabınızı zımparalayıp başlıyorsunuz resmi ahşaba geçirmeye. Epey uzun sürüyor. 40x50 cm’lik bir çalışma neredeyse tam bir gününüzü alıyor.
“YAPTIĞIM BİR KÖROĞLU ÇALIŞMASI NUMAN KURTULMUŞ’A HEDİYE EDİLDİ. TEPKİSİNİ GÖRMEK İÇİN ORADAYDIM”
Yaptığınız çalışmalardan önemli kişilere hediye ettiğiniz oldu mu hiç?
Has Parti Genel Başkanı Numan kurtulmuş, İl Başkanlığının açılışına gelmişti. Milletvekili Adayımız Hüseyin Aydın, benim bu sanatla uğraştığımı biliyordu. Benden birkaç örnek getirmemi istediler. Bolu ile özdeşleşen Köroğlu çalışmamı beğendiler. Köroğlu Oteldeki bir kahvaltıda Numan Bey’e hediye ettiler. Bende oradaydım. Kendisinden gelecek tepkileri çok merak ediyordum. Çok beğendi. Gerçi tanışamadım ama o benim için bir gurur kaynağı. Şuana kadar hediye ettiğim en değerli kişi Numan Kurtulmuş oldu.
Bu sanatla ilgili olarak yapmak istediğiniz çalışmalar var mı?
Çeşitli derneklere sattım çalışmalarımı. Bolu’da ki resmi kurumlar, Belediye, Valilik, STK ve Üniversite gibi kurumlar ilimize gelen misafirlerimize, Kütahya çinisi hediye ediyor. Bolu ile özdeşleşen, Bolu’da yapılmış o kadar güzel eserler varken, Kütahya çinisi hediye etmek bana çok anlamlı gelmiyor. İlerleyen zamanlarda, onlarla görüşüp çalışmalarımın tanıtımını yapmayı düşünüyorum.
Bolu’da sanat adına yapılanlar yeterli mi? Sizce neler yapılabilir?
Arasta çarşısında ki Taşhanı butik otel yapmaya çalışıyorlar. Bence el sanatlarının sergilendiği, Bolulu sanatçıların eserlerini sergileyebileceği bir alan oluşturulsa daha iyi olur diye düşünüyorum. Genç yetenekleri ortaya çıkartalım ki, insanları sadece bir festivale mahkum etmeyelim. Yıl boyunca daha sosyal, daha sanatsal faaliyetlerin olduğu aktiviteler yapalım.
Peki, son olarak kurs veriyor musunuz? Bunu yapmak isteyenler sizden öğrenebilirler mi?
Ben iki senedir ahşap dağlama yapıyorum. Halen öğrenci sayılırım aslında. Ama Bolu’da bunu öğrenmek isteyen olursa, ben öğrenebildiğim kadarı ile yardımcı olmaya hazırım. Bana ulaşabilirler.
